1992-95 Yillarinda, Eski Yugoslavya’Nin Dagilma Sürecinde, Bütün Balkanlarda, Özellikle De Bosna-Hersek Topraklarinda, İnsanligin Yüzünü Kizartacak Büyük Acilar Yasandi.Avrupanin Orta Yerinde, Avrupali Bir Halk, Milliyetçi Ve Dinci Bagnazligin Akil Almaz Saldirilarina Ugradi Ve Neredeyse Topyekun Yok Edilmek İstendi.Sadece Avrupa Degerlerinin Degil, Bütün İnsanlik Degerlerinin Ayaklar Altina Alindigi Bu Vahset Karsisinda ‘Resmi Avrupa’ Sessiz Ve Duyarsiz Kalirken, Avrupadan Da, Bütün Dünyadan Da Bosna’Ya Kosan Sivil Girisimciler, Aydinlar -Her Zamanki Gibi Yine- İnsanligin Çigligi Ve Gelecek “Gerçek Medeniyetin” Temsilcileri Oldular. Aliya İzzetbegoviç’İn “Biz Bosna’Da Medeniyeti Müdafaa Ediyoruz,” Derken Kastettigi, Gelecegin Çogulcu, Barisçi, İnançlara Ve Kültürlere Saygili Medeniyet Anlayisinin Temsilcileri...Bernard-Henri Lévy’Nin “Avrupanin Ruhu Saraybosna’Da Öldü,” Dedigi Günlerde, Türkiye’Den Farkli Kültür, Siyaset Ve İnanç Çevrelerinden Bir Grup Okuryazar, Bosna Halkiyla Dayanisma İçin Bosna-Hersek Topraklarina Gittiler.Mostar, Tuzla, Zenica, Travnik, Ve Saraybosna’Yi Kapsayan Bu Ziyaret, Srebranica Katliaminin Hemen Sonrasinda, Saraybosna Çevresinde Keskin Nisanci Çetelerin Gözünü Kirpmadan Adam Öldürdügü Günlerde Gerçekten Bir ‘Serdengeçti’ Davranisiydi.Bu Kitap, Bu Cesur Dayanismaya Katilan Türkiyelilerin Gözlem Ve Anilarini İçermektedir.Onlardan Bazilari Bugün, Anilarin Tazelendigi Söylesilere Tensel Olarak Katilamiyorlar. Ressam Erol Akyavas, Müzisyen Cem Karaca, Prof. Asaf Ataseven, Sendikaci Mustafa Basoglu Ve Hareketin Fedakar Ve Vakur Temsilcilerinden Necdet Konak Sonraki Günlerde Hakka Yürüdüler.Umudum Ve Dilegim Sudur: Bosna Hiç Unutulmasin! Madimak Yahut Darfur Hiç Unutulmasin! Unutulmasin Ki, İnsanlik Bundan Sonra Ne İçin Ve Ne Adina Olursa Olsun -Din, Milliyetçilik, Ulusal Bütünlük, Vatanseverlik Ya Da Hainlik- Bir Daha Böyle Acilar Yasamasin; Birbirinin Canina, Namusuna, Onuruna, Varligina, Özgürlügüne, İnsanligina Böylesine Kastetmesin.İnsanlik, İnsanliktan Çikmasin!