Günümüzde İnancın Psikolojisi

Bilindigi Üzere Süphesiz İnsan Hayati Son Derece Çesitli Yasayislarla Örülmektedir. Dinî Alandaki Yasayislar Da Ayni Zamanda Bireyin Dinsel Tercübelerini Olusturur. İnsan Bunlara, Ya Yasayarak Ya Da Baskalarinin Yasayislarini Görerek Sahit Olur. Bunlar Arasinda Din İle İlgili Sorulara, Süphelere, Düsüncelere Veya Fi Krî Tartismalara Rastlamak Mümkündür. Aslinda Hayati Kim Yasarsa Yasasin O Hayat Sorunlarla, Endiselerle, Zihinsel, Duygusal, Fi Kirsel Mesguliyetlerle Doludur. Neticede Öyle Ya Da Böyle Yasanan Bir Hayat Olusurken, Bunun İstenen Bir Hayat Olup Olmadigi, Ayri Bir Sorudur. Dedigimiz Gibi Geçen Bir Ömrün Arkasindan Geri Dönüp Bakildiginda, Orada Öyle Ya Da Böyle Yasanmis Bir Hayat, Gerçekten Yasanmasi İstenen Ve Yasanmasi Gereken Bir Hayat Midir, Yoksa O Pismanliklar, Acilar Ve Kayiplarla Doldurulmus Bir Hayatla Mi Neticelenmis Olacaktir?