Buzul Çağında, orta dünyanın ortasında, hanlar, kağanlar, beyler ve masallardan çıkıp gelen olağanüstü kahramanlar cirit atıyor. Sonsuz topraklarda kokuşmuş bir sistem son zamanlarını yaşıyor.
Çürüyen bir anlayışın ve çöken bir sistemin yerine, barış ve özgürlük hayaliyle yola çıkan efsanevi komutanlar, orta dünyanın kaderin değiştirirken, ortaya çıkan nefes kesen manzaralar, insan hayalinin sınırlarını zorluyor.
Gerçekle efsanesinin büyülü dansını izlemek, tarihin yeniden yazılmasını izlemek gibi.
Orta dünyanın ortasında bir çekirdek düşer. Otuz yılda filizlenip Güneşin doğduğu yerden battı yere kadar uzanan muhteşem bir imparatorluk, inadına yaşamak, inadına savaşmak gibi. Sonsuz entrikalar inanılmaz düzenbazlar, insanın insanlığından çıktığı karanlık çağda, eşine az rastlanır bir aşkın destanlaştığı kılıç ve çelik çağı, büyük pişmanlıklar, derin yalnızlıklar, bitimsiz acıların yaşadığı kurtlar sofrası, inanılmaz bir otorite, aşılamaz Büyük Duvar ve doğayla insanın akıl almaz mücadelesi. Başarının yanında başarısızlıklar, korkunun hükümdar olduğu bir yer, inadına mücadele, pişmanlıkların inada dönüştüğü, inadın öfkeye, öfkenin katliama dönüştüğü kılıç çağında bu günü yaşamak.
Kırılmayan bir kısırdöngü; kader
Her şeyin sorumlusun sensin, sen. Gökyüzüne Bak.