Ortadoğu Sıcağında GAP ve Türkiye (9786054977161)

Türkiye, Güneydogu Anadolu Projesi (GAP)in temeline 4 Nisan 1977’de ilk harci koyarak; bölgeler arasi gelir dengesini saglamak, bölücü faaliyeti ve dayandirildigi yoksulluk gerekçesini yok etmek istemistir. Ama, yetmis bes bin km. kare=75 milyon dönüm araziyi sulayarak; bitki, hayvan, su ürünleri ve elektrik üretim ve ticareti ile bölgeyi saha kaldirip, kalkinmasini saglarken; bu basari yüzünden basina gelecek iç ve dis gaileler düsünülmüs ve önlemleri alinmis degildir. Çünkü bir eseri yapmak ile ona sahip çikabilmek ayri seylerdir. Islam’in Ulu Seyhi Haci Bektas–i Veli, “insan–i kamil” (olgun insan) olmak için; “esine, isine, asina” ve “eline, beline ve diline sahip olunmalidir” diyerek insanligi uyarmaktadir. Kisi seviyesinde bu olgunluk mertebesine ulasildiktan sonra insanlik ve toplumlar seviyesinde düzen sahibi olunabilir. Bunun için de kisaca, esine sahip olabilenin “ailesi” olabilir. Eline yani iline sahip olabilenlerin vatani ve devleti olabilir. Diline sahip olabilenlerin -diliyle kimseyi incitmeyenlerin- çevrelerine insanlar dolar ve dünya çapinda konusulan lisanlari olabilir. Türk Milleti’nin bütçesinden 32 milyar harcanarak gerçeklestirilen GAP; sahip olunmasi zor ama çok gerekli varliklarimizdan birisidir. Ancak sahip olunmasi gereken her iyi seye, el uzatanlar da çok olur ve olmaktadir. Yani her iyi sey, beraberinde bazi riskleri de getirir. Kendine yeterli bazi ülkelerin; sömürücü ülke ve bazi ticari güçler tarafindan, iflasa sürüklenerek yüksek faizli borç almak zorunda birakildigi ve bu suretle sahip olduklari varliklarin dolayli olarak ellerinden alindigi bilinmektedir. Son yillarda Türkiye’de çikarilan bölücü ve diger krizlerin sebebinin; “GAP’in kendi imkanlari ile tamamlanmasi, Bütçe dengelerinin korunmasi, IMF’e borçlarin ödenmesi ve hatta ona kredi açilmasi, Istanbul da 3. Hava Alani ve 3. Köprü, Istanbul Kanali, Nükleer Santrallerin durdurulmasi ve olmazsa ihalelerinin AB ve ABD disindaki ülkelere verilmesinin önlenmesi” için oldugu bilinmelidir. Yani Türkiye’nin ne siyasal ne ekonomik bagimsizligi  hazmedilir gibi degildir. Bagimsizligi elde etmek kadar ona sahip çikmak için gerekenleri yapmak ve beklenmedik tepkilere de hazirlikli olunmalidir. Nerede tatli su, akarsu, sulanir arazi ve altinda maden olan toprak varsa oralari ele geçirmek için devreye sokulmaya hazir savaslar vardir !..